28 Kasım 2010 Pazar

SESSİZ ANLAM

Sessizliğin sesini dinlemekteyim
şimdi;
müziğim de rengini yitirdi
notalar belirsizlikte yönünü kaybetmiş
sağır sözcüklerin öyküsü bu.

Kendime yollanmaktayım ayaz kaldırımlarda
bedenim ürpermekte, gırtlağım yanmakta
tek fırtlık cıgaramda
hücrelerim parçalanmakta
kör bir dokunuş sessiz çığlıklarımda
alışkanlıkla geçen her an’da savrulan soluk
beynimi sağır eden sessizlikte yok olmakta.

Bütün şarkılar yalnızlığa yol almakta
Sol anahtarı kimsesizliğiyle baş başa
tüm notalarda, akortlarda çekip gitmiş
bir fincan kahve falında aranıyor
mutluluğun ritmi
siyah-beyaz film şeridi gibi
hayal gücünün sınırsızlığında
belirsizliğe sessiz anlamlar yükleniyor
soluksuz umutla…

Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
20.10.2005 / 22.10.2005 
Perşembe  /  Cumartesi
  



                 





0 yorum:

Yorum Gönder

Yaş-lı Çocuk

Burcu ALP ÖZTÜRK'e

Yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim

hayata karşı

zaman neyi değiştirir ki kardeş

yüreğimin gizinde bulursun

ancak beni

elbet istersen…



Herkese açılmaz dehliz denizlerim

öyle bir coğrafya ki

sabır ister keşfi.

bazen çıkmaz bir labirentte

bulursun kendini

dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin

oysa geçtiğin yollarda


bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına

görebilirsen tabi…

bakmakla görmek arasındaki fark bu

bakmakta değil

keramet

görebilmekte dehlizi.



Paramparça yüreğimdeki

küçücük

umut ışığı

sımsıcak sarmalar hayatı sevice

dost ki boşa sarf edilecek

sözcük değil

paylaşılmadan yaşamlar

çabalamadan, ırak çorak çöller

aşılmaz


sınırsız okyanusa varılmaz

istersen,

görürsen, yaşarsan

tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın

ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…

Sonrası bize kalmış!



Asıl

“biz” olabilmekte hayat


paylaşabilmekte solukları güvence

bir

kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte

hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda


varabilmektir keşf-i diyara…



Kurulan her tümce

yapıtaşlarımızın temelidir.

düşünülerek

oluşturulmalı simetri

milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin

kimyasını bilemem ama

edebi eserlere ilham kaynağı olmuş

bir

muammadır hala


gizemli bir coğrafya

keşfedildikçe yeni

keşiflere gebe…



yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim hayata karşı

oysa iç denizlerim öyle kocaman ki

inebilirsen derinlerine


yağmurların ardındaki toprak kokusu

yayılır bedenine

küçücük bir papatya tohumu filizlenir

soluğunla

yetiştirirsin

ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)

yaşı olmayan

yüreğime ekersin…



Sonrası sana kalmış!



Nihal Küçükdönmez

30.09.2005 / Cuma