28 Kasım 2010 Pazar
SAVAŞ
İnsanlar telaş içinde
Kimsenin umurunda değil çocuk
Canı yanıyor belli
Yeter dercesine ağlıyor çocuk
Yeter bitsin bu savaşlar!
Aniden kan boşalıyor gözlerinden
Bir süre ürkek bakışlarla seyrediyor
gözlerinden süzülen kanı
Sonra yavaş yavaş alışıyor
Ne insanlara ne de dünyaya
Alışıyor bilmediği onarılmaz sancılara
Ama katlanmıyor
direnmesini de öğreniyor çocuk
Direniyor
bıkmadan
usanmadan
yıkılmadan
Korkmuyor
kaybedecek bir şeyi yok ki;
Kan pıhtılaşıyor gözbebeklerinde
Yüreği donup kalıyor, kimsesiz bir kaldırımın üzerinde
sessizce izliyor. Şimdi soğuk savaşın ortasında
bitmez tükenmez bir umutla yarınlarına
bir adım daha atıyor çocuk...
Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
04.04.1997 Cuma / 07.03.2006 Salı
Yaş-lı Çocuk
Burcu ALP ÖZTÜRK'e
Yaşlı bir çocuğum ben
büyüyemedim
hayata karşı
zaman neyi değiştirir ki kardeş
yüreğimin gizinde bulursun
ancak beni
elbet istersen…
Herkese açılmaz dehliz denizlerim
öyle bir coğrafya ki
sabır ister keşfi.
bazen çıkmaz bir labirentte
bulursun kendini
dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin
oysa geçtiğin yollarda
bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına
görebilirsen tabi…
bakmakla görmek arasındaki fark bu
bakmakta değil
keramet
görebilmekte dehlizi.
Paramparça yüreğimdeki
küçücük
umut ışığı
sımsıcak sarmalar hayatı sevice
dost ki boşa sarf edilecek
sözcük değil
paylaşılmadan yaşamlar
çabalamadan, ırak çorak çöller
aşılmaz
sınırsız okyanusa varılmaz
istersen,
görürsen, yaşarsan
tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın
ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…
Sonrası bize kalmış!
Asıl
“biz” olabilmekte hayat
paylaşabilmekte solukları güvence
bir
kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte
hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda
varabilmektir keşf-i diyara…
Kurulan her tümce
yapıtaşlarımızın temelidir.
düşünülerek
oluşturulmalı simetri
milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin
kimyasını bilemem ama
edebi eserlere ilham kaynağı olmuş
bir
muammadır hala
gizemli bir coğrafya
keşfedildikçe yeni
keşiflere gebe…
yaşlı bir çocuğum ben
büyüyemedim hayata karşı
oysa iç denizlerim öyle kocaman ki
inebilirsen derinlerine
yağmurların ardındaki toprak kokusu
yayılır bedenine
küçücük bir papatya tohumu filizlenir
soluğunla
yetiştirirsin
ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)
yaşı olmayan
yüreğime ekersin…
Sonrası sana kalmış!
Nihal Küçükdönmez
30.09.2005 / Cuma
0 yorum:
Yorum Gönder