6 Eylül 2009 Pazar
Gece Yıldızlar Ve Ben Bir de Deniz
uzanıp kaldırıma
seyre dalarız denizi.
Deniz suskun bir martı gibi,
kanat çırpar özgürlüğe.
bakışlarının dalgalı laciverdinde
taşkın köpüğü,
umudumuza yelken açar.
Gökyüzünün hicaz makamında,
yıldızlar aydınlatır geceyi.
Gece, tuzlu su tadında
biraz buruk, biraz hüzünlü
balıklama dalar denize,
kulaç atar sonsuzluğa…
Gece şafak sökümünü
yıldızlardan öğrendi, güne döndü.
Umudunun mavisini,
denizin dalgalı bakışlarından
yüreğine yama yaptı.
Yıldızlar parladıkça,
yakamozların gölgesi düştü denize.
günışığıyla aydınlanan deniz,
çıplaklığından utandı,
geceye sığındı.
Gecenin serin sularından
bir yıldız kaydı,
deniz yıldızla sarmalandı.
Toprağın yağmurla canlandığı
bu ilkbahar gününde,
cebimde kalan son kırıntı umutla,
denizi aldım avuçlarıma.
avutmak için onu,
terk eden yıldızın ardından.
Deniz parmak aralarımdan,
sızdı toprağa.
Toprak sırılsıklam kucakladı onu,
bedeninden bir tohum filizlendi.
Yıldız sürgün verdi yüreğinin çoraklığına,
yedi rengin coşkusu göğü kapladı.
Sarışın, mavi gözlü çocuğun gülümseyişi,
sımsıcak ısıttı bedenimi…
Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
01.04.2006 / 14.04.2006
Cumartesi / Cuma
Yaş-lı Çocuk
Burcu ALP ÖZTÜRK'e
Yaşlı bir çocuğum ben
büyüyemedim
hayata karşı
zaman neyi değiştirir ki kardeş
yüreğimin gizinde bulursun
ancak beni
elbet istersen…
Herkese açılmaz dehliz denizlerim
öyle bir coğrafya ki
sabır ister keşfi.
bazen çıkmaz bir labirentte
bulursun kendini
dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin
oysa geçtiğin yollarda
bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına
görebilirsen tabi…
bakmakla görmek arasındaki fark bu
bakmakta değil
keramet
görebilmekte dehlizi.
Paramparça yüreğimdeki
küçücük
umut ışığı
sımsıcak sarmalar hayatı sevice
dost ki boşa sarf edilecek
sözcük değil
paylaşılmadan yaşamlar
çabalamadan, ırak çorak çöller
aşılmaz
sınırsız okyanusa varılmaz
istersen,
görürsen, yaşarsan
tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın
ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…
Sonrası bize kalmış!
Asıl
“biz” olabilmekte hayat
paylaşabilmekte solukları güvence
bir
kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte
hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda
varabilmektir keşf-i diyara…
Kurulan her tümce
yapıtaşlarımızın temelidir.
düşünülerek
oluşturulmalı simetri
milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin
kimyasını bilemem ama
edebi eserlere ilham kaynağı olmuş
bir
muammadır hala
gizemli bir coğrafya
keşfedildikçe yeni
keşiflere gebe…
yaşlı bir çocuğum ben
büyüyemedim hayata karşı
oysa iç denizlerim öyle kocaman ki
inebilirsen derinlerine
yağmurların ardındaki toprak kokusu
yayılır bedenine
küçücük bir papatya tohumu filizlenir
soluğunla
yetiştirirsin
ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)
yaşı olmayan
yüreğime ekersin…
Sonrası sana kalmış!
Nihal Küçükdönmez
30.09.2005 / Cuma
0 yorum:
Yorum Gönder