6 Eylül 2009 Pazar
CUMARTESİ
burada cumartesi,
zaman durdu…
Dün güneşi gördüm,
boğazın üstünden
gülümsüyordu ışıl, ışıl…
“Yaşam” dedim yaşam,
bak ne kadar güzel!
tan kızıllığı kıvamında…
-Arkadaşım;
“bakmakla görmek arasındaki fark
bu olsa gerek” dedi…-
Fotoğraflarına bakıyorum,
aklımdaki suretine
yüreğim acıyor tan kızıllığında…
Hüznümü paylaşıyorum yeniden,
paylaştıkça azalır mı
sanırsın-ız- acı?
Bugün orada günlerden ne?
burada cumartesi,
zaman durmaksızın akıyor…
Ve ben geçen günlerin ardından gelen
her cumartesi’de
seni arıyorum
bakıyorum,
göremiyorum…
Yağmur yüklü hüzünlerde,
özlemini soluyorum…
Nihal KÜÇÜKDÖNMEZ
19.03.2005 / Cumartesi / 01:00
Yaş-lı Çocuk
Burcu ALP ÖZTÜRK'e
Yaşlı bir çocuğum ben
büyüyemedim
hayata karşı
zaman neyi değiştirir ki kardeş
yüreğimin gizinde bulursun
ancak beni
elbet istersen…
Herkese açılmaz dehliz denizlerim
öyle bir coğrafya ki
sabır ister keşfi.
bazen çıkmaz bir labirentte
bulursun kendini
dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin
oysa geçtiğin yollarda
bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına
görebilirsen tabi…
bakmakla görmek arasındaki fark bu
bakmakta değil
keramet
görebilmekte dehlizi.
Paramparça yüreğimdeki
küçücük
umut ışığı
sımsıcak sarmalar hayatı sevice
dost ki boşa sarf edilecek
sözcük değil
paylaşılmadan yaşamlar
çabalamadan, ırak çorak çöller
aşılmaz
sınırsız okyanusa varılmaz
istersen,
görürsen, yaşarsan
tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın
ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…
Sonrası bize kalmış!
Asıl
“biz” olabilmekte hayat
paylaşabilmekte solukları güvence
bir
kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte
hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda
varabilmektir keşf-i diyara…
Kurulan her tümce
yapıtaşlarımızın temelidir.
düşünülerek
oluşturulmalı simetri
milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin
kimyasını bilemem ama
edebi eserlere ilham kaynağı olmuş
bir
muammadır hala
gizemli bir coğrafya
keşfedildikçe yeni
keşiflere gebe…
yaşlı bir çocuğum ben
büyüyemedim hayata karşı
oysa iç denizlerim öyle kocaman ki
inebilirsen derinlerine
yağmurların ardındaki toprak kokusu
yayılır bedenine
küçücük bir papatya tohumu filizlenir
soluğunla
yetiştirirsin
ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)
yaşı olmayan
yüreğime ekersin…
Sonrası sana kalmış!
Nihal Küçükdönmez
30.09.2005 / Cuma
0 yorum:
Yorum Gönder