10 Ocak 2011 Pazartesi

AŞK ŞARABI

                                                      
ne gündüze ne geceye/adını düşürdüm geleceğe...
          ne gündüze ne geceye, An'da düştü adın Kainatın yüreğine...
ve ellerimde yüreğim koşar sevgiye...
           ve ellerimde yüreğin, ruhum nefes nefese 
canımda bir nefes/o sessiz ses.
           can olsun ruhundan yansıyan güne'ş'ems-...

gölge varsa aslı vardır/duman varsa ateş vardır/ aşk olsun aşktan yansıyan güne'ş'ems
zıtlıkların bir'liğinde her dem, O'nunla doğarAŞK! ruha can olur güne'ş'ems...


var'da yoksun yok'da var/evrende senden/aşktan gayrı ne var...
         Kainatın dört yanı Aşk-ın- ile yanar, 
-her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik var; -
aslında yoktur öz'de ne iyilik ne kötülük,
 yargıları yıkta düşler okyanusu'na dal...

aşkın şarabını içtim/yanılsamalar denizini geçtim/ne vardı ne yoktu/gerçek ile bir'leştim...
söz üstüne söz söylemek ne haddime, lal oldu dilim ruhun derinliğinde...

Tahir Sakman / Nihal Küçükdönmez
21.12.2010 – Salı

PS: Düzenleme; Nihal’K’

















0 yorum:

Yorum Gönder

Yaş-lı Çocuk

Burcu ALP ÖZTÜRK'e

Yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim

hayata karşı

zaman neyi değiştirir ki kardeş

yüreğimin gizinde bulursun

ancak beni

elbet istersen…



Herkese açılmaz dehliz denizlerim

öyle bir coğrafya ki

sabır ister keşfi.

bazen çıkmaz bir labirentte

bulursun kendini

dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin

oysa geçtiğin yollarda


bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına

görebilirsen tabi…

bakmakla görmek arasındaki fark bu

bakmakta değil

keramet

görebilmekte dehlizi.



Paramparça yüreğimdeki

küçücük

umut ışığı

sımsıcak sarmalar hayatı sevice

dost ki boşa sarf edilecek

sözcük değil

paylaşılmadan yaşamlar

çabalamadan, ırak çorak çöller

aşılmaz


sınırsız okyanusa varılmaz

istersen,

görürsen, yaşarsan

tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın

ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…

Sonrası bize kalmış!



Asıl

“biz” olabilmekte hayat


paylaşabilmekte solukları güvence

bir

kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte

hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda


varabilmektir keşf-i diyara…



Kurulan her tümce

yapıtaşlarımızın temelidir.

düşünülerek

oluşturulmalı simetri

milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin

kimyasını bilemem ama

edebi eserlere ilham kaynağı olmuş

bir

muammadır hala


gizemli bir coğrafya

keşfedildikçe yeni

keşiflere gebe…



yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim hayata karşı

oysa iç denizlerim öyle kocaman ki

inebilirsen derinlerine


yağmurların ardındaki toprak kokusu

yayılır bedenine

küçücük bir papatya tohumu filizlenir

soluğunla

yetiştirirsin

ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)

yaşı olmayan

yüreğime ekersin…



Sonrası sana kalmış!



Nihal Küçükdönmez

30.09.2005 / Cuma