Herkes kendi acısından besleniyor hayatta
her geçen günde güneşi doğururken gökyüzü,
acımıza katmerler pişiriyoruz, hüzünler büyütüyoruz
bardaktan boşanırcasına yağan yağmur misali.
Yorgunum demekten yoruldum!
Geceler şafağı vururken, gündüz yatağa düşer bedenler
başın yastığına aşık, bir ceset gibi uyur benlik
düş kırıklığında dalıp rüyalara, umuda sarılır kalp
hüzün sağanağında ruhlar yanar.
Yaş-am'da acılar kadar,
mutlulukla da beslenmek var an'da...
Mutluluk; bir fincan çayda,
zamanın nasıl geçtiğini anlamadan ruhunu paylaştığın dostlukta,
düşlerle başını omuzuna yasladığın yar-a-da,
kalbini coşkuyla çarpan aşkta,
an'ın toplamında, hüznün çıkarmasında, acının b'ölmesinde...
Huzurla iç-in'e ç'ektiğin derin bir s'oluk yarat kalbine,
Allah Âşkını g'öreceksin hücrelerinde...
Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
24.09.2012 - Pazartesi
23.20