23 Ağustos 2012 Perşembe

Esrar-ı Şarap

"Ahvâlimi yazdım, bütün evrâk-ı dilimde
Destindeki mecmua-yı nâçârı unutma..."
(Hallerimi yazdım, bütün gönül yapraklarına,
Elindeki beni anlatan o yazıyı unutma...) "
ESRAR DEDE


dün gece sırf unutabilmek için her şeyi
-yani seni-
şarap içtim kesmedi, esrarına ortak oldum
-içime çektim seni-

içimi yakan dumanında ruhum unutmasa da
aklım unutur sandım, nasıl da yanıldım
daha bir aydım; ah şu otokontrolüm yok mu benim
Allah'ım affet dedikçe düştün aklıma
tuhaf, ne bir gözyaşı ne biraz kahkaha
bomboştu iç'im',
genişledikçe kalbim
-ruhuma sardım seni-

içtim
         çektim
                      içtim...

İçtikçe ben,
çektikçe her bir nefes esrarından
sarhoş olup, sır olacağıma
yandıkça har oldum
uyandım, harap oldum
öldüm öldüm yaşadım
kendimden geçemedim
bir an'ı unutabilseydim bari
çektikçe kendime geldim
anladım bitmez bu sevi
-ruhum Yaradan Aşkına sevdi seni-

sen (g)özünü sakın benden
artık bu aşka
ne (g)öz gerekir, ne (s)öz
-esrarını çektim yüreğime
şarap gibi içtim seni-


Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
23.08.2012 Perşembe
02.45

0 yorum:

Yorum Gönder

Yaş-lı Çocuk

Burcu ALP ÖZTÜRK'e

Yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim

hayata karşı

zaman neyi değiştirir ki kardeş

yüreğimin gizinde bulursun

ancak beni

elbet istersen…



Herkese açılmaz dehliz denizlerim

öyle bir coğrafya ki

sabır ister keşfi.

bazen çıkmaz bir labirentte

bulursun kendini

dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin

oysa geçtiğin yollarda


bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına

görebilirsen tabi…

bakmakla görmek arasındaki fark bu

bakmakta değil

keramet

görebilmekte dehlizi.



Paramparça yüreğimdeki

küçücük

umut ışığı

sımsıcak sarmalar hayatı sevice

dost ki boşa sarf edilecek

sözcük değil

paylaşılmadan yaşamlar

çabalamadan, ırak çorak çöller

aşılmaz


sınırsız okyanusa varılmaz

istersen,

görürsen, yaşarsan

tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın

ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…

Sonrası bize kalmış!



Asıl

“biz” olabilmekte hayat


paylaşabilmekte solukları güvence

bir

kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte

hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda


varabilmektir keşf-i diyara…



Kurulan her tümce

yapıtaşlarımızın temelidir.

düşünülerek

oluşturulmalı simetri

milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin

kimyasını bilemem ama

edebi eserlere ilham kaynağı olmuş

bir

muammadır hala


gizemli bir coğrafya

keşfedildikçe yeni

keşiflere gebe…



yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim hayata karşı

oysa iç denizlerim öyle kocaman ki

inebilirsen derinlerine


yağmurların ardındaki toprak kokusu

yayılır bedenine

küçücük bir papatya tohumu filizlenir

soluğunla

yetiştirirsin

ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)

yaşı olmayan

yüreğime ekersin…



Sonrası sana kalmış!



Nihal Küçükdönmez

30.09.2005 / Cuma