23 Ağustos 2012 Perşembe

Dem

Songül Erol'a

Fırtına sarıyor ruhları, kasırga kopuyor,
kan gölü her yanımız, paramparça
acının çığlığı sessizce vuruyor bir kadını
dilini kesmiş kör bir bıçak gibi
gözleri çığlık çığlığa.

Bitmez gecelerin en kuytu karasında
ay düşer gecenin gölgesine
yakamoz vurur kendini, denizin gözünde
sinsi bir kanser gibi yayılır Aşk,
kıymık kıymık böler hücrelerimizi.

Zaman korkunç bir şeytan şimdi
acımasızca sokan yılanın zehri gibi
yayılır damarlarımıza, geçmek bilmez
Aşk acısı siner canımıza, kokusu hicran
ölelim, ölümden doğalım Aşk'la yeniden.

Dostum, dinmez bir sancı bu
yardan armağan yaralarımız
yoktur bize bizden b'aşka düşen
demdir bu, ol vuslat Allah ile coşalım
kan-at-ma yüreği, yaralı kalbime sarıl.

İlahi kelimelerin notaya izdüşümü gibi
sema eder dünya, haydi kalk eşlik edelim
düşe kalka, döne dolana Aşk ile yıkansın ruhlar
elbet duyacaktır bizi kâinat'ın sonsuz sûre't'leri
Yaralı kalplerimize yar olsun Yaradan!

Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
21.08.2012 - Salı
01.15

0 yorum:

Yorum Gönder

Yaş-lı Çocuk

Burcu ALP ÖZTÜRK'e

Yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim

hayata karşı

zaman neyi değiştirir ki kardeş

yüreğimin gizinde bulursun

ancak beni

elbet istersen…



Herkese açılmaz dehliz denizlerim

öyle bir coğrafya ki

sabır ister keşfi.

bazen çıkmaz bir labirentte

bulursun kendini

dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin

oysa geçtiğin yollarda


bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına

görebilirsen tabi…

bakmakla görmek arasındaki fark bu

bakmakta değil

keramet

görebilmekte dehlizi.



Paramparça yüreğimdeki

küçücük

umut ışığı

sımsıcak sarmalar hayatı sevice

dost ki boşa sarf edilecek

sözcük değil

paylaşılmadan yaşamlar

çabalamadan, ırak çorak çöller

aşılmaz


sınırsız okyanusa varılmaz

istersen,

görürsen, yaşarsan

tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın

ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…

Sonrası bize kalmış!



Asıl

“biz” olabilmekte hayat


paylaşabilmekte solukları güvence

bir

kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte

hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda


varabilmektir keşf-i diyara…



Kurulan her tümce

yapıtaşlarımızın temelidir.

düşünülerek

oluşturulmalı simetri

milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin

kimyasını bilemem ama

edebi eserlere ilham kaynağı olmuş

bir

muammadır hala


gizemli bir coğrafya

keşfedildikçe yeni

keşiflere gebe…



yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim hayata karşı

oysa iç denizlerim öyle kocaman ki

inebilirsen derinlerine


yağmurların ardındaki toprak kokusu

yayılır bedenine

küçücük bir papatya tohumu filizlenir

soluğunla

yetiştirirsin

ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)

yaşı olmayan

yüreğime ekersin…



Sonrası sana kalmış!



Nihal Küçükdönmez

30.09.2005 / Cuma