8 Haziran 2012 Cuma

Kronik

Bana bi başımın belası bile demedin
ne diyeyim yüreğim
Allah seni sevdiğine kavuştursun...
(ironik'e karşı kronik)


Nihal -Özlem- Küçükdönmez
Mayıs 2012

conta

contalarım gevşek, ayarım kaçık
türk usulü tamirden anlamam
kullanma talimatım çok karışık...


Nihal -Özlem- Küçükdönmez
06.06.2012 Çrş.

b'aşka

"b'aşka düş'tün
kimse görmedi
(G)özünde öldüm..."

Nihal'K'
07.06.2012 Perşembe

MUHALİF

Muhalifim geceye; yakamoza , yıldızlara
yağmurun her bir damlasına
yokluğunun sancısına:
sensiz geçen her bir an’a
sözcüklerin anlamsızlığına
(g)özün açılmayışına…

Muhalifim sabaha; şafağa, ufuğa
ahiretin cehennem sıcağına
ağustos çıkmazına:
sekizin (b)ölünen sıfırına
s/oluklarımızın eskiz parçalanmışlığına
yitik yaşantımın çözümsüz hezeyanlarına…

Muhalifim güne; soluğa, hayata
kim-se-sizliğin girdabına
kentin sensiz barlarına:
ruhun sessiz çığlıklarına
gölgelerin imgesel rüyasına
tarihi kalıntılarımın mim’arına

Muhalifim zamana; ah’a aman’a
s/onsuz karanlığın kuyusuna
kaderin mühürlü sandığına:
lahit’e secde eden ölüm tapınmalarına
sigaranın k/özündeki dinmez ağıtlara
sancılı bir nağmeyle çalan notalara

Muhalifim yasa; anaya, babaya
içten içe benliği kemiren ruha
hücreleri sinsice yok eden acıya:
çare-siz- ‘im’in kaygısındaki cana
sabah ezanında yakaran isyana
bulutlar ardına saklanan ay/han-a-!

Kabulüm derdin dermanına; inançla, imanla
sabırsız benliğimi sabırla sınayan
Hak ile cevap veren isyanlarıma:
içten gelen dualara kalpten pusula
şah damarımdan yakın ruhuma
(“Söz ile Uslanmayanı Etmeli Tekdir,
Tekdir ile Uslanmayanın Hakkı Kötektir” düsturuyla)
Benim çok büyük bir Allah’ım var!


Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
07.06.2012 Perşembe
05:05

Ağlama Duvarı


     ...bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi...
Can Yücel - Sevgi Duvarı 


Peki, ama…
Sağıltayım iç’im’i, durmadan yazayım
neye yarar anlamlar, anlatımlar
ben yazarken sen ağlarsan dost?

Sustum olmadı
konuştum olmadı
ya heptim ya hiç
arasını bilemedim ki dost…

Gelen vurdu, giden vurdu
gitmeyip kalanda vuruyor
oysa sadece şefkate ihtiyacım var
ben ağlarken sarıp sarmala dost…

gelen ağladı giden ağladı omzumda
kime ağladıysam kaldım bir başıma
“Ağlama duvarı gibisin” dersen
‘gel ne olursan ol gel’ derim dost…

“Yumuşak bir kalbin var diye
duvarların yok mu sanırsın” demiştin ya hani
süngerden duvarlarımın içindeki
camdan kalbi görmez misin dost?

“Mutluluk, huzur adına ne dersen de
hiç yaşamadık seninle birlikte” dersen
paramparça olur, kızarım kendime
bunca yıl hiçbir şey vermemişim sana dost…
 Şimdi ne söyleyeyim sana, nasıl oturup şiirler yazayım

bilirim beni sever, ayağa kaldırmak istersin
çözüm bul deyip, öfkeleneceğine, sözlerinle döveceğine
ç/özü-m-ünle yıkıp duvarımı, yaralarıma merhem olsan dost(?)
yine de unutma ki bir yazıdır bu da kendimce, kederimce
sağılta sağılta yüreği sağanak vurdu geceye
(s)özüme darılma, ruhuma sarıl, yüreğimi öp okşa
sözün vururken ruhumu, avucumda kalbin atar dost…

sanki eksik bir şeyler var gibi tümcelerimde
yarım kalan bir sûre, ayet gibi hücrelerimde
istersen evrene kazıyalım (s)özü gel de
duvarlarda ağla-t-ma , Allah Âşkına DOST!


Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
2-3 Haziran 2012
22.00

Âşk Dini

"Âşktır benim dinim!"
İbn Arabi

O'ndandır ruhtan akan (s)öz seli
Âşk'a kıyametidir yüreğimin kudreti

Sorma bana nedir 'gaye'n diye
dön bak sadece sûre'ti'ne

geçtim iç'im'in her halinden de
bilemedim sana yanışı kalbimdeki

sükut eyleyip sırrına varalım haktan geleni
gönül ehli olmayan ne bilsin bu derdi

Kalp yanar ol emriyle bitmez bu keder, bu çile
ruhtan yağar ayetin cehennem ateşinde

gel diyemem ki sana yasak (g)izimsin
muradıma varıp, nefesine er olamam ki

ey yar sanma ki sanadır bu feryat figan
(g)özünde (g)ördüm Allah Âşkına dini...


Nihâl - Özlem- Küçükdönmez
30.05.2012 Çarşamba
00:05

Nağme


“şair olmanın hayatta bir tek hayrını gördüm.,
ruh halimi anlatacak dizeleri aramak zorunda kalmadım, oturup yazdım...”
Birhan Keskin 

nedir bu içimin halleri
ruhum bedenimden patlayıp çıkacak gibi
tuhaf bir sıkıntı, keder ki
hiçbir yere sığmaz oldu yüreğim

beklediğim bir şey var sanki
anlamlandıramadım keşfi
öyle bir boşluk ki
ölüm azabı gibi

kalbim sıkışıyor olur olmaz 
avucunda sarıp sarmalıyor biri
kavruluyor için için
acıdan mı, şefkatten mi bilemedim

bir yanım kalk git diyor olursa neresi 
halt yeme otur diyor beriki
gel-gitlerimin arasında vurgun yiyip
yemeden bir halt öldürüyorum günleri

susmuyor içimin sesi,
dilime vurdu cilvesi
ne yapsam ne etsem bilemedim şimdi
hekim geldi, bulunamadı çaresi

yazdım, sustum, söyledim,viran ettim kalbi
yüreğim kan-m-adı, olmadı çare hiçbiri 
bitmedi içimin içli nağmesi
derdime derman eyle Yarabbi... 

Nihâl - Özlem- Küçükdönmez
28.05.2012 Pazartesi
21.45

Anka/Ra


sarhoşum içmeden
kim bilir belkide iç'im'
Hak inayetinden...

yanarım Anka kuşu gibi put olunca Ra
doğarım her yeni gün küllerimden
uçarım (s)onsuzluğun zulmüne...

Kalbim sıkıştıkça
genişledi O'nun elinden
genişledikçe daraldı kederinden...

dar'alma' sen yine de yüreğim
kederi veren Rabbin
aydınlatır ruhun eks'eninden'...

en iyisi mi sen şimdi
hiç olmadığı kadar iç'in bu kadar güzelken
secde eyle Allah'a kâinat derinliğinden...


Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
25.05.2012 Cuma
02.00

Reğabe



Âdem’i yasak meyve yerken,
Musa’yı katilken peygamber eden;
İsa’nın acılarına mucizeler vahyeden
Muhammed-i Nur’la kalpleri mühürleyen
Reğabe eyle ya Rabbim!

Bu mübarek gecede
Duy günahkâr ruhların sesini
Acı çeken her nefesi
Hak yolunda yürüyen kulların
Dualarını kabul eyle ya Rabbim!

Sen bilirsin her şeyin en iyisini
Aciz kulların için hayırlısını, şerri
Gönlümüzden geçerse şer ile bir musibet
Cehenneminle yıkanır ruhlar, arınır elbet
Sen gönülleri rahmetinle Cennet eyle ya Rabbim!

Nur’un yağar yıldızlardan,
gecenin gölgesine vurur aksin
Her kim ki bu gece ellerini açıp
Secde ederse, sana ulaşsın nefesi
Yüreklerin sessiz iniltilerini dindir ya Rabbim!

Sen benim gönlümden geçeni en iyi bilensin
 (k)özünde yandığımın dualarını kabul eyleyesin
bilirim her şey olmaz gönlümce, (Duası Zahiri)
Yaralara yar olan Yaradan Aşkına, beni unut bu gece,
Batîni eyle onun Kalbini, kavuşsun sevdiğine ya Rabbim!

Nihâl -Özlem- Küçükdönmez
24.05.2012 Perşembe
21.00

Mustafa Abdurrahman Şimşek'e



Yaşayacaktın hayatı dolu dolu
hiç yaşayamadığın çocukluğunu,
yeniden doğacaktın yaşama tutunup...

ölüme ne yazılır hiç bilemedim
ne diyeyim sana şimdi
seni kurtaramadık özür dilerim mi?

şimdi kader mi böyleymiş demeliyim
ilahi takdire sükût mu etmeli
lâl oldu dilim, yüreğim...

iyileşmene engel olan
tüm bürokratik zihniyetlerin
iliği kurusun emi...

huzurla uyu, ruhun arınsın
artık dert görmesin yüreğin
Tanrım korusun seni...

Nihal Küçükdönmez

22.05.2012 Salı

Yaş-lı Çocuk

Burcu ALP ÖZTÜRK'e

Yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim

hayata karşı

zaman neyi değiştirir ki kardeş

yüreğimin gizinde bulursun

ancak beni

elbet istersen…



Herkese açılmaz dehliz denizlerim

öyle bir coğrafya ki

sabır ister keşfi.

bazen çıkmaz bir labirentte

bulursun kendini

dolanır dolanır aynı noktaya gelirsin

oysa geçtiğin yollarda


bembeyaz kırçiçekleri serilir ayaklarına

görebilirsen tabi…

bakmakla görmek arasındaki fark bu

bakmakta değil

keramet

görebilmekte dehlizi.



Paramparça yüreğimdeki

küçücük

umut ışığı

sımsıcak sarmalar hayatı sevice

dost ki boşa sarf edilecek

sözcük değil

paylaşılmadan yaşamlar

çabalamadan, ırak çorak çöller

aşılmaz


sınırsız okyanusa varılmaz

istersen,

görürsen, yaşarsan

tarihi kalıntılarımdaki çorak coğrafyalarımın

ardındaki sınırsız maviliğe ulaşırsın…

Sonrası bize kalmış!



Asıl

“biz” olabilmekte hayat


paylaşabilmekte solukları güvence

bir

kadeh beyaz şarabın sunduğu keyifte

hüzünlü bir anı’nın bulduğu omuzda


varabilmektir keşf-i diyara…



Kurulan her tümce

yapıtaşlarımızın temelidir.

düşünülerek

oluşturulmalı simetri

milimetrik ölçümlerle kurulu piramitlerin

kimyasını bilemem ama

edebi eserlere ilham kaynağı olmuş

bir

muammadır hala


gizemli bir coğrafya

keşfedildikçe yeni

keşiflere gebe…



yaşlı bir çocuğum ben

büyüyemedim hayata karşı

oysa iç denizlerim öyle kocaman ki

inebilirsen derinlerine


yağmurların ardındaki toprak kokusu

yayılır bedenine

küçücük bir papatya tohumu filizlenir

soluğunla

yetiştirirsin

ve zamanla hayata karşı da büyümüş (?)

yaşı olmayan

yüreğime ekersin…



Sonrası sana kalmış!



Nihal Küçükdönmez

30.09.2005 / Cuma